90′lı yıllarda bilgisayarı elli ayaklı robot sanan, cep telefonu olanı parmakla gösteren bir nesildik. En pahalı oyuncağımız topaç, arkadaşlarla en özel menümüz ekmek arası domatesti.
Büyüklere karşı yoğun bir saygı, küçüklere koruma kollama hissiyatı ile masum ve saf bir nesildik. Kavgalarımızı yüz yüze yumruk yumruğa yapar, haddimizi hududumuzu aşmazdık. Ama ne olduysa 2000′li yıllarda oldu bir anda evrim geçirdik, yeni nesil tamamen bir değişime uğrayarak eski neslin en bilgelerine bile fark atar oldu.
Cehaletten hızla uzaklaşmaya başlayan genç nesil hemen her konuda sosyal medya, mobil iletişim ve bloglar sayesinde bilgi sahibi oldu. Bilmiyorum diye bir kelimeyi lügatımızdan sildik hiç kimsenin bilmiyorum dediğini duyamaz hale geldik. Korkak, konuşmaktan sakınan söyleyecek çok şeyi olmasına rağmen içinde saklama efkarından kendini kurtarmış, bilgi paylaşılınca bilgidir mantığı ile paylaşımda bulunan bir neslin dünyası kuruldu. Her şey güzel ama tüm bu güzelliklerin illaki kötü yanlarını da yaşamımıza sokmuş olduk.
Mahalle, komşuluk, arkadaşlık duygularını kaybettik. Artık bayram ziyaretlerini bile yapmaz olduk. İnsanların mutluluklarını yüz yüze değilde facebooktan kutlar hale geldik. Karşısındaki insan hakkında hiç bir fikri olmayan 9 yaşındaki bir çocuk klavyede mafyalık yapar oldu. Haddimizi de 90′lı yıllarda bıraktık. Türkçe’yi tamamen unuttuk, herkesin bir yabancı hayranlığı ve nicki olur hale geldi.
İnsanların emeklerini hiçe sayarak, teşekkür etmeyi unuttuk. Hayatı sadece klavyeden ibaret sandık ve Gerçek Yaşamın gerçeklerini görmezden geldik. Amerikalı bir sanatçının donuna soktuğu telefon hakkında milyonlarca sevgi yorumları atarken, üzerimizde oynanan oyunlara, gerçek yaşama sözlü bir yorum yapamaz olduk.
Herkes kendi sanal kalesinde, sağa sola boş laf yetiştiren birer klavyatör oldu. Velisinin onayı olmadan sıçamayan, hayatında tek başına bakkala bile gitmemiş, hala altına kaçıran bebeler sanal alemde dünyayı kurtarır, büyük küçük demeden kafa tutar, küfür eder, başlıkta da söylediğim gibi klavyatör oldu…
Gelişen teknoloji bir yandan birçok güzellikleri yaşamımıza sokarken diğer yandan da benliğimizi, insanlığımızı yok eder oldu…