Ne Mutlu Turk'um Diyene

Edepli edebinden susar,Edepsiz ben susturdum zanneder.. [Hz. Mevlana]

Müslüman Erkekte Sakalın Hükmü



Soru: İslamiyette sakalın hükmü nedir? İnsanların çok yoğun olduğu, her kesimden insanların bulunduğu bir yerde çalışıyorum. Yine de jilet vurmuyorum ama sakal bırakmak sünnet diyen var, haram diyen var. Ne yapacağımı şaşırdım. Uzattıktan sonra kesmek günah, en iyisi hiç uzatma diyenler var. Ne yapmam lazım?

Cevap:  Fıkıh kitaplarımızda sakalı kökünden tıraş etmenin haram olduğu belirtilmiştir. Sürekli kesmek ile ara sıra kesmek arasında bir fark yoktur.

Sakalın uzamadan da uzadıktan sonra da kesilmesi meşru değildir. Çünkü sakalın tıraş edilmesinin meşruluğuna delalet eden hiçbir rivayet bulunmamaktadır.

Bu mesele ile alakalı Asrın Müceddidi Mahmud Efendi Hazrertleri (Kuddise Sirruhu) kendisine şayet sakal bırakırsam işimden olurum, ailemin rızkını temin edemem diye dert yakınan bir kardeşimize “Haramdan kurtulmak için en az 4-5 numaraya vurabilirsin, hiç beklemeden de daha hayırlı bir iş aramaya başla” diye yol göstermiştir. Dört Mezhep Müftüsü ve Padişahın Huzur Hocalarından Ahıskalı Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhu) ise memur olması hasebi ile sakal bırakamayanlara “Memurları biz mazur görürüz lakin, Mevla Teala ahirette mazur görür mü bilemem” buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)‘den rivayet edilen birçok sahih hadis-i şeriflerde, sakalların tabii halleri üzere terk edilmesi ve uzatılması emredilmektedir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

“Abdullah İbn-i Ömer (Radiyallahü Anh)’den rivayete göre Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem): Bıyıkları tıraş edin, sakalları bırakın”1 buyurmuştur.

“On şey vardır ki bunlar fıtrattandır: Bıyığı kesmek, sakalı uzatmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnak kesmek, mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak, kasıkları tıraş etmek ve suyla taharetlenmek, istinca.”2

Görüldüğü üzere hadis-i şeriflerde hem bıyıkların kısaltılması ve hem de sakalların uzatılması emredilmektedir. Bu nedenle fahihlerin çoğunluğu, sakalların uzatılmasının emredilmesinden dolayı sakalı kökünden tıraş etmenin haram olduğuna hükmetmişlerdir. Sakalı kökünden tıraş etmeye cevaz veren hiçbir fakih yoktur. İşte bazı muteber fıkıh kitaplarımızdan konuyla ilgili hükümler şunlardır: “…Kişinin sakalını kesmesi, erkeğin kadına benzemesi helal olmadığı gibi helal değildir. Bu sebeple, erkeğin sakalını tıraş etmesi kadına benzemek olduğu için haram olmuştur.”3

“…Erkeğe sakalını kesmesi haramdır.”4

“…Yüzden tüyü izale etmek haramdır. Ancak kadının sakal ve bıyıkları çıkarsa, kesmesi haram olmaz. Bilakis müstehaptır.”5

“…Muhakkak ki sakal erkeğin süsüdür. Sakal yaratılışın tamamındandır. Dış görünüşte erkek sakal ile kadından ayrılır. Sakal hiçbir zaman çirkin olmamıştır. Çünkü sakallı olan, her zaman hürmet, saygı ve tazim görür.”6

Metin ve mealleri verilen hadis-i şerifler ve muteber fıkıh kitapla-rımızdan nakledilen fetvalardan anlaşılmaktadır ki: Sakalı kökünden tıraş etmek haramdır.

Sakalda sünnet miktarı: Bir kabza yani bir tutamdır. Kabza miktarı olmayan sakaldan almayı hiçbir fakih mubah görmemiştir.7

Sakal bir kabzadan fazla uzadığı zaman onu eninden ve boyundan bir parça almakta beis yoktur. Çünkü sakalın kılları kendi haline bırakılırsa sakal uzunluğuna ve genişliğine çirkinleşir, hatta dile destan ve misal olur. Yüzün manzarasını bozar, başkalarının alay, eğlence ve istihzasına maruz kalır. Fakat bir tutamdan az olan sakalı kısaltmak caiz görülmemektedir.

Sakal fitrîdir. Yani yaratılış icabı erkeklerde bulunması gerekli olan bir kılıktır.

Sakal erkeğin alamet-i farikasıdır. Erkeği kadından ayıran bir özelliktir. Demek ki sakal, sünnet veya farz olmaktan önce bir fıtrattır, bir uzuvdur ve bir yaratılıştır. Erkeği kadından ayıran bir uzuvdur. Hatta görünüşte kadın ve erkeği bir birinden ayıran en büyük özellik ve ayrıcalık da sakaldır.

İslâm dininin lanetlediği konuların başında da, kadınların ve erkeklerin birbirlerine benzemesi, erkeğin kadınlaşmaya çalışması, kadının erkekleşmeye çalışması gelir8. Hatta bu sebeptendir ki dinimizde, çok nadir de olsa; yüzlerinde kıl biten kadınların bu kılları kesmesi ve erkeğe benzemekten kurtulması istenir.9

Bir erkeğin sakalını kesmesi, yaratılışı bozmaktır; fıtrata müdahale etmektir. Bunun altında; yaratılış şeklini ve kıvamını beğenmeme kastı aranır. Durum böyle olunca, sağlam ve eksiksiz yaratılmış bütün erkeklerin yüzünde mevcut olan ve erkeklik alameti olan sakalı kabullenmemesi, hiç durmadan onu kazıması çok daha çirkin bir iş değil midir? ALLAH Teâlâ’nın yarattığı en güzel şekli kabullenmemek, reddetmek değil midir?

Başta Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz olmak üzere bütün peygamberler sakallıydı. Bütün peygamberlerin sakallı oluşu da biz müminler katında sakalsızlığın asla ve kat’a caiz olmadığına dair çok büyük bir delildir. Ayrıca sahabe-i kiram ve tabiin de sakallıydı.

dipnot

(1) Müslim Taharet:52-53 Edeb:18, Tirmizi Edeb:18, Nesei Taharet:15

(2) Müslim Taharet:56

(3) Kitabul Fıkhi alel Mezabihil Erbaa 2/45

(4) El Durrul Muhtar 5/261

(5) İbn-i Abidin 5/239

(6) Gazali İhya:1/150

(7) Ed-Dürrü’l-Muhtar, 2/113.

(8) Buhari, Libas: 61; Ebû Davud, Libas: 28.

(

9) İbn-i Abidin, 5/239

Alıntı: http://www.medresetulmahmudiyye.com/



  • Paylaş

Yorum Yapın

[email protected]    [email protected]     /www.gokhankaraoglu.com.tr       @gkbilisim